Kayıtlar

2016 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

‘Türkiye, harekatta önceliklerini dayatabilecek durumda değil’

Resim
Aydın Selcen (foto: Birgün Gazetesi) Türkiye’nin Eski Erbil Başkonsolosu Aydın Selcen,  Musul harekatı ile ilgili olarak, harekata dahil olacak güçler konusunda Türkiye’nin önceliklerini dayatabilecek konumda olmadığını belirtiyor. Selcen, harekat sonrası için ise net bir resim çizmenin zorluğundan bahsediyor. Musul harekatının yakın zamanda yapılacağına dair taraflardan yapılan açıklamaları takip eden günlerde, Irak ve Türkiye devlet ve hükümet yetkilileri arasında, Irak topraklarında bulunan Türk askerleriyle ilgili diplomatik kriz ortaya çıktı. Irak Başbakanı Haydar Abadi'nin Eylül ayının sonlarında Irak’taki Türk askerlerinin çekilmesi gerektiği yönündeki açıklamasının ardından hem Irak Diş işleri Bakanlığı hem de Irak Parlamentosundan bu yönlü ardı ardına açıklamalar geldi. Bu arada Dubai merkezli Rotana Televizyonu'na konuşan Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın "Musul Musulluların, Telafer Telaferlilerindir. Hiç kimsenin buralara gelip girme

KYB'de neler oluyor?

Resim
Kürdistan Yurtseverler Birliği 2 Eylül 2016 tarihinde Güney Kürdistan (Irak Kürt Bölgesi)’nin en önemli siyasi aktörlerinden Celal Talabani’nin Genel Sekreteri olduğu Kürdistan Yurtseverler Birliği (KYB/YNK/Yekiti) içinden bir grup bir bildiri yayınladı. Bildiriyi yayınlayanlar kendilerini ‘KYB Karar Merkezi’ olarak adlandırıyordu ve bildirinin altında KYB Genel Sekreteri Birinci Yardımcısı Kosret Resul ile İkinci Yardımcısı Dr. Berhem Salih, KYB Politbüro Üyesi Mahmut Sengawi’nin yanı sıra başka bir kaç ismin imzası vardı. KYB Karar Merkezi bölgenin yaşadığı siyasal, ekonomik ve idari sorunlara dikkat çektikleri bildirgede KYB’nin bu dönemde kendi içinde bir takım sorunlar yaşadığına işaret edildi ve Genel Sekreter Celal Talabani’nin pozisyonunun bazı kesimlerce suistimal edildiği ifade edildi. Bildirgenin en can alıcı kısmı ise ‘bundan sonra parti adına alınan tüm kararların  Karar Merkezi tarafından onaylanması, aksi taktirde geçersiz olacağı’ şeklindeki cümlenin yer aldığ

'Türkiye IŞİD diyor ama esas olarak PYD'yi YPG'yi istiyor'

Resim
Faik Bulut Türkiye’nin ‘ılımlı muhalifler’ diye adlandırdığı kimi silahlı gruplar eşliğinde Suriye topraklarına girip burada Cerablus’a yönelik operasyon yürütmesi bütün bölge ve uluslararası camiada dikkatle takip ediliyor. Operasyon başlamadan önce Türkiye’nin Rusya, İran ve ABD yönetimleri ile yoğun bir diplomatik trafik yürüttüğü biliniyor. Yine basına yansıdığı kadarıyla AKP hükümeti çeşitli düzeylerde Suriye yönetimi ile de görüşmeler yürütülüyor. Bu trafiğin nedenlerini ve gelişmelerin nasıl seyredebileceğini Ortadoğu uzmanı, yazar Faik Bulut yorumladı. Son dönemlerde diplomatik ve siyasi anlamda çok yoğun bir trafiğe şahit oluyoruz. Türkiye’nin Rusya ile yakınlaşma adımlarından sonra AKP hükümeti’nin İran ile de görüşmeleri oluyor. Hakeza Suriye yönetimi ile kimi anlaşmaların yapıldığı belirtiliyor. Bütün bu görüşmelerin esasında Suriye ile ilgili olduğu biliniyor. Suriye savaşında kartlar yeniden mi karılıyor? Bir anlamda. Yani tam kartların hepsi tümden bozu

'Suriye'de sona yaklaşılıyor'

Resim
Türkiye'nin Eski Erbil Başkonsolosu Aydın Selcen Türkiye’nin eski Erbil Başkonsolosu Aydın Selcen Suriye savaşında sona yaklaşıldığını, Türkiye’nin bu durumun farkında olarak en azından kendi kafasındaki şekle yakın biçimde sonuçlanması için adımlar attığını söylüyor. Selcen son günlerde Minbic ve Cerablus’taki gelişmeleri de bununla bağlantılı olduğu görüşünde. Rusya ile yakınlaşmasının ardından AKP hükümeti Suriye’de, sahada daha aktif bir rol oynamaya yönelik adımlar atıyor. Türkiye Dışişleri Bakanı Mevlut Çavuşoğlu ve diğer yetkililerin Moskova ziyaretinin ardından, Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdogan Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile St. Petersburg’da Rus savaş uçağının Türk savaş uçağı tarafından düşürülmesinin ardından en üst seviyede görüşerek bu yönlü ilk adımı atmış oldu. Ardından İran Dışişleri Bakanı Cevat Zarif’in Ankara ziyareti, Mevlut Çavuşoğlu’nun Hindistan ziyareti esnasında İran’a uğraması ve Türkiye ile Suriye hükümet ve devlet yetkilile

Rojava’da savaş ortamında sinema

Resim
Rojava'da çekilen Veger filminden IŞİD Kobanê’den atıldıktan sonra şehrin yeniden inşasının yanı sıra bir grup sinema sevdalısı kentte sinema çalışmasını başlattı. Burada bir sinema akademisi oluşturuldu ve bu akademide çalışanlar projeler geliştirmeye başladılar. Bu akademinin çalışanlarından/yürütücülerinden biri de Türkiye’de ‘Gemide’ ve ‘Takva’ gibi ödüllü filmlerin senaristliğini yapan Önder Çakar. Önder Çakar ile Rojava’daki sinema çalışmalarını konuştuk.   Rojava’da sinema ile uğraşma fikri nasıl doğdu? DAIŞ Kobane’ye saldırdığında demeç vermek dışında da birşeyler yapmam gerektiğini düşündüm. Çünkü kendi halkım dahil (ben Türk’üm) tüm Ortadoğu halkları tehlikedeydi. Ve elimizdeki tek silah ise direnme gücüydü. Ben de öyle yaptım. Kobane’ye geçtim ve gençlerle direnişe katıldım. Ardından yaralandım. Oraya gitme nedenim sinema değildi, insan olmanın verdiği bilinçle gitmiştim. Orada tanıdığım dostlar direniş sonrası akademi açmak istediklerini, benim de se

Kürtçe Yayıncılığın Tarihçesi

Resim
İnsanlık tarihi boyunca basım işi çeşitli biçimlerde yapılagelmiş olsa da, modern matbaayı 1440 yılında icat eden, Alman asıllı Johannes Gutenberg’dir. Matbaanın icadı, İngiliz felsefeci Francis Bacon tarafından modern devrin başlangıcındaki en önemli gelişmelerden biri olarak değerlendirilmiştir. Konuya bu perspektiften bakarsak, Kürtler ancak 19. Yüzyılda modern devre yetişebilmiştir. Matbaa, Osmanlı ülkesinin birçok bölgesinde olduğu gibi, Kürdistan’da da Kürtler tarafından çok geç bir tarihte kullanılmaya başlanmıştır. Kürdistan’daki matbaalar, dinî cemaatler tarafından, en çok da Hıristiyan kesimin eliyle kurulmuştur. Kurulma tarihleriyse 19. yüzyıldır. Bu hususta araştırmacı yazar ve akademisyen Malmîsanij, Kürtlerin Birinci Dünya Savaşı’na kadar da matbaa sahibi olmadıklarını belirtir. Olan matbaalar, ya devlete ya da batılı misyonerlere aitti. Bu nedenle, ilk Kürtçe kitaplar, Kürdistan dışında, Kahire ve İstanbul gibi şehirlerde basılmıştır. Mesûd Serfiraz da  Kurd,

Engin Sustam: Türkiye otoriter, İslami kapitalist bir cemaatçi şirketleşme olarak yeniden kurulcak

Resim
Yrd. Doçent Engin Sustam 15 Temmuz Darbe Girişimi ve sonrasında yaşananlar Türkiye'nin yeniden bir dizayn sürecine girdiğini gösteriyor. Devlet AKP eliyle yeniden 'inşa ediliyor'. AKP süreci nasıl yönetiyor? Bu süreçte muhalefet partilerinin rolü ne olacak? Sürece nasıl yaklaşıyorlar? Kürtler ve Kürt Hareketi sürecin neresinde? Uluslalarası aktörler bu yeni dizaynını nasıl okuyor? gibi temel soruları Profesor Neşe Ozgen, Yardımcı Doçent Bülent Küçük ve Yardımcı Doçent Engin Sustam ile konuştuk. Üç ayrı bölüm halinde yayınlanacak olan röportajların ilkinde Profesor Neşe Ozgen, ikincisinde Yardımcı Doçend Bülent Küçük'ün yanıtları yer aldı. Son röportaj ise Yardımcı Doçent Engin Sustam ile . Ayrıca röportajın Kürtçesi ise  Sputniknews  Kürtçe servisinde yayınlandı.  15 Temmuz Darbe Girişimi ve sonrasında yaşananlar, Türkiye Cumhuriyeti'nin yapısal anlamda değişiklikler yaşadığı yorumlarına yol açıyor. AKP hükümeti, siyaseti ve bir açıdan da günlük yaşamı diz

Bülent Küçük: Kimi cemaatler boşluğu doldurmak istiyor

Resim
Yrd. Doç. Bülent Küçük 15 Temmuz Darbe Girişimi ve sonrasında yaşananlar Türkiye'nin yeniden bir dizayn sürecine girdiğini gösteriyor. Devlet AKP eliyle yeniden 'inşa ediliyor'. AKP süreci nasıl yönetiyor? Bu süreçte muhalefet partilerinin rolü ne olacak? Sürece nasıl yaklaşıyorlar? Kürtler ve Kürt Hareketi sürecin neresinde? Uluslalarası aktörler bu yeni dizaynını nasıl okuyor? gibi temel soruları Profesor Neşe Ozgen, Yardımcı Doçent Bülent Küçük ve Yardımcı Doçent Engin Sustam ile konuştuk. Üç ayrı bölüm halinde yayınlanacak olan röportajların ilkini dün yayınlandık. Bugün de ikinci bölümde Boğaziçi Üniversitesi'nden Yardımcı Doçent Bülent Küçük'ün yanıtlarını yayınlıyoruz. Ayrıca röportajın Kürtçesi Sputniknews  Kürtçe servisinde yayınlandı. 15 Temmuz Darbe Girişiminin üzerinden yaklaşık olarak bir aylık bir süre geçti. Bugün dönüp bir aylık süre zarfında yaşananları değerlendirdiğimizde neler söyleyebilirsiniz? Nasıl bir tablo ortaya çıkıyor? T

Neşe Özgen: Epeydir Türkiye’de İslami kurallara uygun bir günlük hayat düzenlemesi içindeyiz

Resim
Prof. Neşe Ozgen 15 Temmuz Darbe Girişimi ve sonrasında yaşananlar Türkiye'nin yeniden bir dizayn sürecine girdiğini gösteriyor. Devlet AKP eliyle yeniden 'inşa ediliyor'. AKP süreci nasıl yönetiyor? Bu süreçte muhalefet partilerinin rolü ne olacak? Sürece nasıl yaklaşıyorlar? Kürtler ve Kürt Hareketi sürecin neresinde? Uluslalarası aktörler bu yeni dizaynını nasıl okuyor? gibi temel soruları Profesor Neşe Ozgen, Yardımcı Doçent Bülent Küçük ve Yardımcı Doçent Engin Sustam ile konuştuk. Üç ayrı bölüm halinde yayınlanacak olan röportajların ilkinde Profesor Neşe Ozgen'in yanıtları var. Ayrıca röportajlar yine üç ayrı bölüm halinde Sputniknews  Kürtçe servisinde yayınlandı.   -15 Temmuz Darbe Girişimi ve sonrasında yaşananlar, Türkiye Cumhuriyeti'nin yapısal anlamda değişiklikler yaşadığı yorumlarına yol açıyor. AKP hükümeti, siyaseti ve bir açıdan da günlük yaşamı dizayn ediyor. AKP hükümeti nasıl bir dizayn öngörüyor? Siz sorunuzu sorarken ‘AKP h