'Suriye'de sona yaklaşılıyor'
Türkiye'nin Eski Erbil Başkonsolosu Aydın Selcen |
Türkiye’nin eski Erbil Başkonsolosu Aydın
Selcen Suriye savaşında sona yaklaşıldığını, Türkiye’nin bu durumun farkında
olarak en azından kendi kafasındaki şekle yakın biçimde sonuçlanması için
adımlar attığını söylüyor. Selcen son günlerde Minbic ve Cerablus’taki
gelişmeleri de bununla bağlantılı olduğu görüşünde.
Rusya ile yakınlaşmasının ardından AKP
hükümeti Suriye’de, sahada daha aktif bir rol oynamaya yönelik adımlar atıyor.
Türkiye Dışişleri Bakanı Mevlut Çavuşoğlu ve diğer yetkililerin Moskova
ziyaretinin ardından, Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdogan Rusya Devlet
Başkanı Vladimir Putin ile St. Petersburg’da Rus savaş uçağının Türk savaş
uçağı tarafından düşürülmesinin ardından en üst seviyede görüşerek bu yönlü ilk
adımı atmış oldu. Ardından İran Dışişleri Bakanı Cevat Zarif’in Ankara
ziyareti, Mevlut Çavuşoğlu’nun Hindistan ziyareti esnasında İran’a uğraması ve
Türkiye ile Suriye hükümet ve devlet yetkilileri arasında gizli görüşmelerin
yürütüldüğüne dair basına yansıyan iddialar yine aynı çerçevede
değerlendiriliyor. Bu diplomatik trafik sahaya Türk askeri topçusunun Cerablus
ve Minbic’e yönelik atışları, Türkiye’nin desteklediği kimi silahlı grupların
Cerablus’a gireceği yönündeki haberler şeklinde yansıdı.
‘TÜRKİYE
KENDİ KAFASINDAKİ ŞEKLE YAKIN BİÇİMDE SONUÇLANMASINI İSTİYOR’
Türkiye’nin eski Erbil Başkonsolosu Aydın
Selcen bunları bir politika değişikliğinin hazırlığı olarak yorumluyor.
Suriye’nin geleceği konusunda bir anlaşma hareketliliği olarak okunabilecek bu
gelişmelere ek olarak Aydın Selcen Rusya ile ABD’nin de anlaşmış gözüktüğünü
belirtiyor ve buradan yola çıkarak Selcen, “Öyle ya da böyle belki en emin
ifade şu olabilir, Suriye’de sona yaklaşıyoruz. Bu sona yaklaşıldığının, oyunun
son perdesi, binlerce, yüzbinlerce kişinin öldüğü çatışma alanına oyun dememek
lazım belki ama anlaşılması için söylüyorum, oyunda son perdeye yaklaşıldığını
Türkiye de görüyor. Ama orada bütün isteklerinin olamayacağının idraki içinde.
Yine de en azından kendi kafasındaki şekle yakın biçimde sonuçlanması yönünde
adımlar atıyor. O kendi kafasındaki asgari durum da Irak’ta olduğu gibi
Suriye’de de toprak bütünlüğünün ve ulusal birliğin bozulmaması diye ben
anlıyorum” şeklinde durumu yorumluyor.
‘SURİYE’DE
HERKESLE ANLAŞARAK SONUCA GİTMEK MÜMKÜN DEĞİL’
Türkiye’nin kafasındaki şeklin sahaya ve
uluslararası güçlerin konumuna uygunluğu arasında Aydın Selcen bir çelişkinin
olmadığını söylüyor. Selcen Irak Kürdistan Bölgesi (IKB) Başkanı Mesud
Barzani’nin Ankara ziyaretini, Suriye Demokratik Güçleri (SDG)’nin Kuzey Suriye
Federasyonu ilanının etnik temelli olmadığını ve PKK’nin de Türkiye’den
bağımsızlık talep etmediğini hatırlatarak ABD ve Rusya’nın da Suriye’yi bölelim
talebinin olmadığını belirtiyor. Selcen sonuç olarak asgari zeminde anlaşmanın
olabileceğini, ancak bunun için de Esad’ın ve cihatçıların rolünün ne olacağı
konusunda soru işaretleri olduğunu ifade ediyor. Aydın Selcen Suriye’de herkesle
anlaşarak sonuca gitmenin mümkün olmadığını düşünüyor.
‘TÜRKİYE
SURİYE SINIRININ TAMAMINA YAKININA PKK’NİN HAKİM OLMASINI İSTEMİYOR’
Kimsenin Suriye’nin parçalanmasını istemediği
bir durumda Türkiye’nin ‘Suriye’nin toprak bütünlüğünü savunmak’ adı altında
harekete geçmesine dair Aydın Selcen PKK’nin PYD ile bağlantılı olduğunu
belirttikten sonra şunları söylüyor: “Türkiye, PKK’nın hakim olduğu, daha düz
olarak söyleyelim, Hatay’da bir bölüm hariç Suriye sınırının tamamına yakını PKK
denetimine geçmesi, ulusal çıkarlarına tehdit görüyor. Ancak bunu ötesinde sanki
Türkler ve Kürtler birbirlerine hasımmış gibi bir söylem tutturmak yanlış. Bana
göre oradaki Kürt akraba toplulukları ile, onlar kendilerini hangi siyasi
örgütlenme ile ifade ediyorlarsa etsinler, bir mantık ve karşılıklı çıkarlar
zemininde anlaşarak çözüm bulmak mümkün. Ve bu çözüme ulaşıldığı takdirde,
Türkiye IŞİD belasıyla arasına bir set çekmiş olacak ki bur durum ulusal
güvenliğimize katkı yapacak. Bizim iç huzurumuz, iç barışımızla dış siyasetimiz
Suriye ve Irak’ta tümüyle örtüşüyor.”
*Yazının Kürtçe olan orijinali Sputnik'te yayınlandı
Yorumlar
Yorum Gönder