BM Raportörü: Ezidi katliamı sistematik bir katliamdı ve devam ediyor

© REUTERS/ Rodi Said

Birleşmiş Milletler (BM)’nin Şengal Ezidi Katliamı ile ilgili raporunu yazan raportörlerinden Pishko Shamsi, IŞİD’in Ezidi kadınlarına ve kızlarına saldırarak Ezidi kimliğini ortadan kaldırmayı amaçladığını söylüyor. Shamsi, Şengale yönelik saldırıyı sistematik bir soykırım olarak değerlendiriyor ve bunun devam ettiğini belirtiyor.

BM İnsan Hakları Konseyi, geçen haziran ayında Şengal Katliamına yönelik bir rapor hazırladı. BM’nin bu raporunda IŞİD’in saldırılarına yer verilip Şengal saldırısını soykırım olarak kabul etmişti. BM’ye göre bu saldırı sonucunda 400 bin Ezidi’nin öldürüldüğü, kaçırıldığı ve mülteci konumuna düştüğü belirtiliyor. Kuruluş ayrıca uluslararası topluma, IŞİD’in elindeki Ezidilerin kurtarılması için harekete geçme çağrısı yapmıştı.

Raporu hazırlayanlardan biri Pishko Shamsi idi. Shemsi ile rapor, raporun sonuçları ve Şengal katliamınin boyutlarını konuştuk.

‘2 YIL İÇİNDE SOYKIRIM OLDUĞU KABUL EDİLDİ’

Raporun yayınlanmasının ardından uluslararası arenada, devletler ve hükümtler nezdinde Ezidi soykırımı ile ilgili tartışmalar biraz daha netlik kazandı. Pishko Shamsi bu aşamada Kanada hükümetin yürüttüğü bir tartışmay örnek gösteyiro. Kanada hükümeti konu ile ilgili bir karar çıkarmak istiyor. Ancak nasıl adlandıracakları konusunda emin değiller. Ancak BM’nin söz konusu raporu yayınlanınca Kanada hükümeti bunu soykırım olarak nitelemeye başlıyor.

Shamsi konu ile ilgili şunları söyledi: “Jenosîd sözü çok önemli. Devletler, uluslararası toplum ve uluslararası hukukçular çok fazla önem veriyorlar. Birçok kez on yıl, belki yirmi yıl sonra bir konunun jenosid olup olmadığı konusunda bir sonuca varıyorlar. Bunun sonucunda da suçluları yargılayabilecek bir mahkeme açabilmek için belge toplamaya başlıyorlar. Ama burada süreç çok erken başladı. 8. ayın üçünde Şengal’e yönelik saldırıdan hemen sonra birçok uluslararası kuruluş araştırmalara başladı. Bunlardan bir tanesi de bizim araştırmamızdı. Ve iki sene içinde bir sonuca ulaştık. Bunun normal bir saldırı olmadığı, IŞİD’in Ortadoğu’daki savaşının bir parçası olmadığı sonucuna vardır.”

‘DİĞER YERLER İÇİN DE TEHLİKE VAR’

Pishko Shamsi IŞİD ve diğer radikal İslamcı gruplarla ilgili bir tehlikeye dikkat çekiyor. Bu tehlike BM’nin raporunda şu şekilde izah ediliyor: “Radikal söz ve hitap sadece söz düzeyinde kalmıyor. Böylesi bir hitap silahli bir hareket, terörist bir örgüt tarafından yıllarca kullanılırsa jenosid boyutuna kadar uzanabilir. Şengal’de meydana gelen durum böyle bir şeydi. Bu yeni bir şey değil. Bu radikal gruplar Ezidiler’e nasıl bakıyorlar? Bu eski bir şey. Şengal yıllardır kaygı içindeydi. Ezidi halkı yıllarda bir kaygı ile yaşıyordu.”

Bu durumdan kaynaklı Pishko Shamsi aynı tehlikenin diğer yerler için de söz konusu olabilir. Ayrıca bunun sadece IŞİD ile bağlantılı olmadığını, diğer radikal grupların da aynı ideoloiyi kabul ettiklerini belirtiyor. Şamsi burada medya ve uluslararası yorumcuların yaklaşımlarına dikkat çekerek durumun ciddiyetinin kavranmadığı görüşünde.

‘IŞİD EZİDİ KİMLİĞİNİ YOK ETMEK İSTEDİ’
BM Raportörü Şamsi katliam hazırlıklarına dikkati çekerek şu hususları dile getiriyor: “Jenosid projesi çokça ince noktalarla hazırlanmış. Binlerce kişinin yakalanıp bunların Deyrezor’a, Rakka’ya, Tel Ebyed’e ve diğer bölgelere götürülmesi için ciddi bir hazırlığın ve örgütlenmenin olması gerikiyor. IŞİD bir jenosid sistemi hazırlamıştı. Özellikle de Ezidi kadın ve kızlarına uygulamak için. Çünkü Ezidi kadın ve kızları üzerinden, Ezidi kimliğini yok etmek istedi.
GELECEKLERİ BELİRSİZ’

Shamsi Şengal’e saldırının yaşandığı 3 Ağustos tarihinde YPG güçlerinin bölgeye yönelik müdahelesine dikkatleri çekiyor. Bilindiği gibi saldırı olduktan hemen sonra önce HPG güçleri sonra da YPG güçleri olaya müdahele ederek Ezidilerin Rojava’nın Cizir bölgesine geçmesi için koridor oluşturdu. Binlerce Ezidi bu koridor sayesinde hayatta kalabildi. Pishko Shamsi yine uluslararası kuruluşların Güney Kurdistan (Irak Kürt Federe Bölgesi) yardım ettiğini ve bu iki gelişmenin IŞİD’in hedefine ulaşmasını engellediğini belirtiyor.

Shamsi şöyle devam ediyor: "Ancak 3 Ağustos’tan itibaren tek bir Ezidi aile bile evinde kalmadı. Hepsinin evi barkı yıkıldı, hepsi göçebe oldu, evini yurdunu terk etti. Gelecekleri belirsiz. Bazıları Avrupa’ya gitmek istiyor. Kamp yaşamı çok zorludur. Gelecekleri belirsiz. Bu da katliamın başka bir boyutu. Onları yok edersen, onları dağıtırsan, bunun sonucunda kimlikleri kalmıyor. Bu çok önemli bir başlık."

‘KATLİAM DEVAM EDİYOR’

BM raportörü Shamsi üç önemli husustan bahsediyor. Shamsi’ye göre ilki, katliamın devam etmesidir. Katliamın durmadığını ancak durdurulması gerektiğinin altını çiziyor. Bu aşamada raportör, hazırladıkları raporu hatırlatıp raporun uluslararası topluma ve BM Güvenlik Konseyi’ne devam eden katliamın önüne geçme çağrısı yaptığını belirtiyor.

İkinci önemli husus, insani yardım. Shamsi hem kamplardaki hem de dönen Ezidiler’in ciddi insani yardıma ihtiyaçlarının olduğu bilgisini veriyor.

‘SAVUNMA ÇOK ÖNEMLİ’

Pishko Shamsi’nin önemli gördüğü üçüncü ve son husus ise savunma ve güvenlik: “Üçüncü husus çok önemlidir. Biraz siyasi yönü olan bir konu. Bu da Şengal’in savunması meselesidir. Gelecekteki Şengal’in emniyeti meselesidir. Eğer güçlü bir güvenlik sistemi olmazsa kimse dönmez eski yerleşim yerlerine. Birçok kişi uluslararası bir savunma sisteminin olmasından bahsediyor. Ancak şunu açıklıkla söyleyebilirim ki uluslararası arenade böyle bir tartışma yok. Ancak yerel düzeyde Şengal için çok güçlü bir savunmanın olması gerekiyor. Şu anda Şengal Dağı’nda bazı yerel güçlerin oluşturduğu bazı oluşumlar var. Kendileri Ezididirler. Bunlar Şengal’in savunması ve güvenliği konusunda çok önemli bir rol oynayacaklar. Jenosid gerçekleşen her yerde, sadece Şengal ya da Kürdistan’da değil, bu çok önemli bir konudur. Güven duygusu kalmadığı için aileler ve toplum geri dönmeye korkuyor.”


Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Rojda Kürt kadınını müzikle anlatıyor*

Samî Tan: Kurdî li kuçe û kolanan sêwî maye*

Ezidilerin 73. Fermanı Şengal Soykırımı: Biz iki kere öldürüldük*